biz bu degiliz, bu bizden geriye kalan
this is not us, this is what remained from us
05.09 -19.10.2019
Mixer, 05 Eylül – 12 Ekim 2019 tarihleri arasında Ali Şentürk’ün ‘Biz Bu Değiliz, Bu Bizden Geriye Kalan’ isimli dördüncü kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.
Platon’un mağara alegorisine göre nesneler ve değişmeyen özlerden oluşan iki ayrı dünya vardır. Beden, nesneler dünyasına ait iken ruh özler dünyasından izler taşımaktadır. “Biz Bu Değiliz, Bu Bizden Geriye Kalan” isimli sergisinde beden ve nesnenin parça/bütün meselesine odaklanan Şentürk parçalanmış, özgünlüklerini kaybetmiş unsurları tekrar bir araya getirerek yeni bir bütün oluşturmayı amaçlıyor. Birleşmemesi ya da karşılaşmaması gereken parçaları bu sergide bir araya getiriyor. Bu nesneleri salt sanat eserlerinden parçalar olarak algılamak yerine, kendisi ve izleyicilerin bir şekilde hayatlarına nüksederek oluşturduğu duyguların yansımaları olarak algılamak daha doğru olur. Yaşam içerisinde ‘insan’ olmaya giden süreçte karşılaştığımız durumlar, bizlerin fiziksel parçaları ile yeniden şekillenir ve yaşamımızın bir parçası haline gelmektedir.
Sanatçı, üretim prensibi olarak heykel, resim, fotoğraf, video, performans gibi alanları kullanırken, kimi zaman kendisinin ama çoğunlukla bir başkasının yaşam ve deneyimini sanatın yorumlama, eğretileme ve kurgusal diliyle aktarır. Şentürk’ün yeni sergisinde ise şimdiye kadar ürettiği ya da fikir aşamasında olan tüm olgulardan unsurlar görmek mümkünken aynı zamanda yanlış karşılaşmalardan doğan yeni bir hikaye ile karşılaşıyoruz.

Mixer hosts Ali Şentürk’s 4th individual exhibition ‘This Is Not Us, This Is What Remained From Us’ between 5 September – 12 October 2019.
There are two distinct worlds that consist of objects and constant essences according to Plato’s ‘Allegory of the Cave’. The soul belongs to essence world while the body belongs to objective world. Şentürk focuses on the body and the object’s meronymy in ‘This Is Not Us, This Is What Remained From Us’. Therefore, Şentürk aims to create a whole that is composed of re-aggregated elements like the ones which are broken and lost their originality. He gathers the fragments that should not be merged or met in this exhibition. Understanding these objects as reflections of emotions that are formed by the artist’s and the audiences’ lives would be better instead of thinking them as simple art pieces. The situations that we met while in the process of becoming a ‘human’ are shaped by our physical fragments and become a part of our lives.
The artist adopts various fields such as sculpture, painting, photography, video and performance as his production principle. He illustrates usually somebody’s life and experiences and sometimes his own experiences while using the interpretative, metaphorical and fictional sides of art. On the other hand, in this exhibition the audience could be able to witness Şentürk’s distinct characteristics from his all competed works or the ones at the idea stage so far; at the same time, the audience will connect with a new story that is emerged by misencounters.
press- özüm ceren ilhan